Üç kız babası ve iş adamı Ahter Kutadgu’un ilk kitabı ‘’Kızlarıma Notlar’’ bir babanın kızlarına sıcak ve samimi öğütlerini içeriyor.
Benjamin Franklin’in ‘’Unutulmak istemiyorsan ya okunacak şeyler yaz ya da yazılmaya değer şeyler yap.’’ sözünü kendine şiar edinen Ahter Kutadgu sadece bu zamanlarda değil tüm zamanlar için geçerli olan düşüncelerini, öğütlerini, yaşadıklarını ve öğrendiklerini paylaşmış.
Doğan Novus yayınlarından çıkan kitap yazarın ilk kitap. Bugüne kadar en yakınlarıyla paylaştıklarını açık bir yürekle okuyucularla paylaşmış. Birkaç saatte okunacak akışta, sade, samimi bir dille yazılan kitapta, yazar sadece kendi yazılarına yer vermemiş. Kıymet verdiği kişilerin yazılarına da yer vermiş. Bu da kitabı daha da okunur kılıyor.
“Bu kitap bir hatırlatmadır. Akıl ve vicdan sahibi insanlara aslında farklılıklarımızdan çok, ortak değerlerimizin olduğunun naçizane hatırlatmasıdır.”
Sözüyle kitabını tanımlayan yazar
kitapta ‘özgürlük’ konusuna sıkça değinmiş.
Kitabı okurken en etkilediğim, bir babanın kızlarına hitabındaki üsluptu. Kızlarına değil kızlarıyla konuşur gibi bir üslubu benimsemiş olması. Hayatın her alanında karşılaştığımız eril, kibirli, baskıcı, buyurgan bir dilden eser yoktu.
Kitaptan seçtiğim bir yazı ‘’Bir saat’’. Derin bir nefes alıp kendine dönmenin değerini vurguluyor.
Bir saat
Her şeyin bittiğini, en önemlisi de umudumuzu kaybettiğimizi hissettiğimiz anlar olur zman zaman. Değer yargılarımızın bizi yanılttığını, bastığımız toprağın kaydığını düşündüğümü<; sevdiklerimize karşı derin suçluluk duygusunu yaşadığımız, özgüvenimizin paramparça olduğu anlar…
Olur bunlar, mutlaka olur.
Böyle anlarda gözümüz kararır bilincimizi yitiririz..
İlk yaptığımız başkalarını suçlamak olur.
Kısa sürerse, bunda bir anormallik yok.
Bir saat yeter, bu insani duyguyu yaşamak için.
Saat tutun ve kendinize yalnızca bir saat verin.
Bu bir saatte tüm benliğinizle hayal kırıklığınızı, suçluluk duygunuzu, karamsarlığınızı, kaçışlarınızı yaşayın doya doya…
Ama yalnızca ‘’bir saat’’; kendi kendinize.
Bir saat doldu mu ‘’Kör kuyudan çıkma zamanım geldi’’ deyip duygularınızdan sıyrılın, aklınızı devreye alın.
Açık yüreklikle ve dürüstçe…
Nerede yanlış yaptım?
Nasıl düzeltebilirim?
Kördüğümü ilk nereden çözebilirim?
Yalın ve basit düşünün.
Aklınızı test edin ve sizi yeneni kutlamakla başlayın örneğin.
Yenmeye başlamanın ilk adımı olarak…
Eminim, bir saatte halledersiniz.
Ahter Kutadgu ‘’Kin yüreğin yüküdür’ diyor kitabında. Bu yükün nasıl atılabileceğinin yanıtını Posta Gazetesinde Elif Yılmaz’la röportajında şu şekilde yanıtlamış.
Belki şunları denersek yararı olabilir…
Birincisi: Önyargılardan kendimizi arındırıp neyi, niçin yaptığımızı sorgulasak, yanlışlarımızı düzeltsek.
İkincisi: Uzunca bir süredir bize öyle düşünmeyi ve davranmayı kendi çıkarları için telkin edenleri bir kenara itip farklılıklarımıza değil ortaklıklarımıza odaklansak.
Üçüncüsü: Birlikte yaşamayı ‘meselemiz’ haline getirsek. Kişisel meselemiz…
Günün birinde kızlarına/oğullarına yaşadıklarını, düşüncelerini, öğrendiklerini paylaşmak yazmak isteyenler bu kitap sizin için…
Bu yazım 26.05.2016’de Eğitimpedia‘ da yayınlanmıştır.