İngiliz yatırım fonu firması Redington CEO’su Robert J. Gardner, zamanın ruhunu ve dünyanın içinde bulunduğu durumu VUCA kısaltmasıyla tanımlıyor.
Peki nedir VUCA?
V:Volatility (Kaygan)
U:Uncertainty (Kararsız)
C: Complexity (Karmaşık)
A:Ambiguity (Belirsiz)
Küreselleşme ve teknoloji, başta ekonomi olmak üzere birçok şeyi etkiledi. Gardner’ın bu durumdan yola çıkarak işaret ettiği VUCA hemen her sektörün yaşadığı durumu tarif ediyor kuşkusuz…Gardner’a göre insanın kafasını kuma gömüp yarınların daha iyi olacağını umarak geçirdiği günlerinin yerini korku, belirsizlik ve şüphe aldı.
VUCA dünyasında okul lideri olmak
Geçmişte sorun ve kriz yönetmekte önem taşıyan ölçütler; hız, analiz ve belirsizliğin önlenmesiydi. “Liderler Geleceği Yaparlar” kitabının yazarı Bob Johansen bugünün değişen ölçütlerini ise şu sözlerle dile getiriyor: “Sabır, sağduyu ve belirsizlikle yaşamayı gerektiren bir çelişkiler dünyasına giriyoruz.”
Okul liderleri, okullarında birçok süreci yönetiyor, sorun ve krizlerle her an karşı karşıya kalıyor. Öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin beklentileri gün geçtikçe artıyor, beklentileri karşılamak için yoğun bir mesai harcanıyor. Eğitim sistemindeki karmaşıklığın gittikçe artmasının bir sonucu olarak okul liderleri yoğun bir baskı altında çalışıyorlar. Velilerin beklentileri, okulların kıyasıya rekabeti ve gelişen teknolojinin hiper hızı başı döndürüyor. Sorun ve krizleri yönetme sürecinde, çok fazla sayıda bilgi ve seçenekle karşı karşıya kalan okul liderleri için odaklanmak giderek güçleşiyor.
VUCA dünyasında ise “değişkenliğe uyum sağlayan liderlik” vurgusu öne çıkıyor. Forbes dergisinin tanımına göre “değişkenliğe uyum sağlayan (adaptif) lider”; strateji, aksiyon ve sonuç getiren temel liderlik özelliklerinin yanı sıra günün değişen koşullarına ayak uyduran liderdir. Uyum sağlamanın ön koşulu ise odaklanmaktır. Her gün içinden geçilen dikkat dağıtıcı unsurlar seli düşünüldüğünde bireyin odaklanma ihtiyacı her zamankinden fazladır. En güçlü dikkat dağıtıcı ise çevredeki insanların gevezeliğinden çok kendi zihnimizin gevezeliğidir.
Tam yoğunlaşma, iç sesimizin suskunluğunu gerektirir. Şimdi bunun için 100’den geriye doğru 7’şer sayı çıkararak sayın. Şayet buna yoğunlaşırsanız geveze bölgenizin sessizleştiğini fark edeceksiniz.
1977 yılında Nobel Ödülü’nü alan ekonomist Herbert Simon tüm bunları daha o günlerde öngörerek “Enformasyon zengini bir dünyanın gelişini yazarken, enformasyonun tükettiği şey alıcıların dikkatidir. Bu yüzden enformasyon zenginliği dikkat fakirliği yaratır.” diyerek hepimizi uyarmıştı.
Dikkat bir kas gibi çalışır
İçsel, başkalarına yönelik ve dışsal odaklanmanın, bireyin bu konuda ustalaşmasını sağlayacağının altını çizmek gerekir. Sinir bilim laboratuvarlarında elden edilen bulgular, zihnin bu yaşamsal kasını nasıl güçlendirebileceğimize işaret ediyor. Dikkat bir kas gibi çalışır: kötü kullanılırsa pörsüyebilir, iyi çalışırsa gelişir. Erickson Koçluk ekolünün kurucusu Dr. Marilyn Atkinson’ un söylemiyle “İnsan hayatta neye odaklanırsa mutlaka ondan sonuç alır.”
Okul liderlerinin sonuç alabilmek için 3 dikkat türüne de ihtiyaçları vardır. İçsel odaklanma onları içgüdülerine, yol gösterici değerlerine ve daha iyi kararlara yöneltir. Başkalarına odaklanma ise daha geniş bir dünyada yönlerini bulmalarını sağlar. İç dünyasına kulak vermeyen bir lider dümensiz olacaktır, başkalarının dünyasına karşı kör biri her şeyden habersiz kalacaktır.
Okul liderleri için dikkat türlerinin her biri, onların hem mutlu hem de üretken olmalarını sağlayacak, bu dengeyi bulmalarına yardımcı olacaktır. Latincede “bir şeye doğru uzanmak” anlamına gelen “atteb-ndere” sözcüğünden türemiş olan “attention” bizi dünyaya bağlar.
Okul liderlerinin çoğu ara vermeksizin çalışır. Oysa ki düşünmek için zamana ihtiyacımız vardır. Bugünün okul liderlerinin kuşatılmış durumda olduğunu belirtmek hiç yanlış olmayacaktır. Günlük programları 30 dakikalık dilimler halinde şekillenen okul liderleri bunun yanı sıra araya giren binlerce müdahale ve dikkat dağıtıcı ile mücadele etmek durumundadır. Oysa gün içinde düşünmek için sakin zamanlara ihtiyaç vardır. Okul liderlerinin düzenli olarak hafta içinde 1 saatlerini düşünmeye ayırmaları onları günün karmaşasından uzaklaştıracak, mevcut durumu değerlendirip ileriye bakmalarına yardımcı olacaktır.
Okul liderleri ve koçluk
İnsanoğlunun günümüzdeki gelişmişlik düzeyi, bir konuya odaklanıp, bir soru ya da konu etrafında düşünerek, yerine göre daha farklı çözümler üretebilmesini, yaratıcılık potansiyelini harekete geçirebilmesini ön plana çıkarmaktadır. Okul liderlerinin odaklanmalarını geliştirme konusunda en etkili araçlardan biri “Koçluk”tur. Koçluk; “İnsanların kendi potansiyellerini, kapasitelerini, geçmişten bugüne getirdiklerini bugünden geleceğe yönelik olarak; odaklı, farkındalıklı, bütünsel ve sistematik yaklaşımlarla sonuca yönelik kullanmalarını destekleyen bir yol arkadaşlığı sürecidir.”
Dünyada 80’li yıllardan itibaren, ülkemizde ise gün geçtikçe daha sık duyulmaya başlanan Koçluk kavramı, kişinin performansını artırmayı amaçlayan bir yöntemdir. İş dünyasının yönetim basamaklarında yer alan pek çok üst düzey yönetici bugün bir koçla işbirliği içerisinde çalışmalarını gerçekleştirmektedir. Okul yöneticilerinin/liderlerinin de bu etkili yönteme başvurmaları günümüzün zorlu koşulları içerisinde performanslarına olumlu katkıda bulunacaktır.
21. yüzyıl; insanların farkındalıklarını ortaya koydukları, değerlerine odaklandıkları ve bu noktadan hareketle kendi süreçlerini ve yaşam alanlarını gelecekte yapmayı planladıklarıyla hizaladıkları bir durum yarattı. Dolayısıyla Koçluk kişinin yaşamda ne istediğine ne istemediğine, neyi, nasıl yapacağına odaklanmasını sağlayan, tüm bunları yaparken kendi değerleriyle ne kadar uyumlu olduğunu fark etmesine olanak tanıyan, iş, özel yaşam ve yaşamın diğer alanları arasında denge kurmasını sağlayan önemli ve anlamlı bir süreçtir.
* Bu yazı 11 haziran 2015 tarihinde www.egitimveegitim.com sitesinde yayınlanmıştır.
Kaynakça:
- Daniel Goleman. ‘’Odak: Mükemmelliğin Gizli Anahtarı’’. Varlık Yayınları, 2013.