Bernard Show der ki ‘’Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız’’. Bu söze katılmamak mümkün değil. Patrick Bateson ve Paul Martin’de yazdıkları Oyun, Oyunbazlık, Yaratıcılık ve İnovasyon kitabıyla bu konuya odaklanmışlar. Yaratıcılık ve inovasyonun geçer akçe olduğu bu zamanda yazarlar, pozitif duygu durumuyla oynanan oyunu, ‘’Oyunbaz Oyun’’ olarak tanımlayarak oyun ve yaratıcılık literatürüne yeni bir kavram kazandırıyorlar. Ayrıntı yayınlarından çıkan kitabı ingilizceden Songül Kırgezen çevirmiş. Patrick Bateson ve Paul Martin, 80’lerin başında Cambridge Üniversitesi Hayvan Davranışı Bilim Dalı’nda davranışların gelişimsel kökeni üzerine birlikte çalışırken tohumlarını attıkları “Oyun, Oyunbazlık, Yaratıcılık ve İnovasyon”u, oyun davranışı ve oyunun insanlarda ve hayvanlarda (başta memeliler; karga, papağan, yunus, balina ve maymun oyuna benzer davranışlara rastlanan hayvanların başında geliyormuş) gelişim döneminden başlayarak ömür boyu kalıcı etkisinin –olumlu anlamda– olduğunu ileri sürüyor.
Oyunun kısa tarihiyle başlayan kitapta, oyunbaz oyun ve düşüncenin evrimde ve gelişimde oynadığı role ek olarak oyunun mizah, düş görme, rüyalar ve değişen bilinç durumlarıyla benzerlikleri de tartışılıyor.
Yaratıcılıkla ilgili aşağıdaki bölüm ise dikkate değer.
“Yaratıcılık, varolan davranış kalıplarını kırmaktır. Yaratıcı insanlar normalde birbirinden bütünüyle farklı görünen düşünceler, şeyler veya ifade biçimleri arasında yeni ilişkiler sezerler…oyun da varolan davranış kalıplarını kırmak ve eylemleri ya da düşünceleri yeni biçimlerde birleştirmekle ilgilidir. Bu nedenle oyun yaratıcılığı teşvik etmek ve dolayısıyla inovasyonu kolaylaştırmak için etkin bir mekanizmadır. Bambaşka düşünceleri yeni birleşimlerde oyunbazca yeniden düzenlemek, yeni bakış açıları kazanmanın ve önceden bilinmeyen olanaklara kucak açmanın güçlü bir aracıdır. Karşılığında bir şey kazandırıp kazandırmadığına önem vermeksizin, yeni şeyler yapmayı veya yeni düşüncelere sahip olmayı gerektirir’’.
Oyun deyip geçmeyin diyor yazarlar, araştırmalara dayanarak oyunun eğlendirmeden öte diğer işlevlerini vurguluyorlar. Oyunbaz oyun üzerine yoğunlaşan kitap, oyunbaz oyun ve düşüncenin, evrimde, gelişimde oynadığı rolü irdeliyor ve oyunun mizah, düş görme, rüyalar ve değişen bilinç durumlarıyla benzerlikleri üzerinde duruyor. Kitabın temel tezini ise şöyle özetliyorlar: “Yeni davranış ve düşünce biçimleri çoğunlukla oyundan, özellikle de oyunbaz oyundan türer. Bu tür bir etkinlik hem insanlarda hem de diğer türlerde yaratıcılığın ve daha dolaylı olmak üzere inovasyonun güdüleyicisidir.”
Oyun, Oyunbazlık, Yaratıcılık ve İnovasyon kitabı akademik bir çalışma olsa da, bu konulara ilgi duyan herkesin okuyabileceği bir kitap. Kitabın bölümler halinde olması ve her bölümün sonunda bir sonuç başlığının bulunması her birinin ayrı ayrı okunabilmesine de olanak sağlıyor. Okumam hayli zaman alsa da tamamladığımda iyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu.
Unutmayın, ne kadar özgürsek, ne kadar oyunbazsak o kadar üretken, o kadar yaratıcı, o kadar yenilikçi oluruz.
Bu kitap yalnızca biyologlara, psikologlara, eğitimcilere değil, yaratıcılık ve inovasyonla ilgilenen herkes için…
Bu yazım 22.10.2015’de Eğitimpedia‘ da yayınlanmıştır.