‘’Türkiye’nin 5 Kuşağına Bakış’’
‘’Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer’’. –İbni Haldun, Mukaddime
Neşet Ertaş’a bir röportajda sunucu sorar; Neden yeni yapılan türküler, sizinkiler kadar kalıcı olamıyor? Neşet Ertaş ise şu yanıtı verir: ‘’Biz çekmediğimiz derdin türküsünü yakmayız gızım’’. Çok derin bir o kadar da anlamlı bir sözdür benim nazarımda. Yıllardır da çalışma ilkelerimden biri olarak kabul etmişimdir. Kuşaklar üzerinde çalışan bir araştırmacı olan Evrim Kuran’ın yeni çıkan, Telgraftan Tablete kitabını okurken ilk hissiyatım bu oldu: Çekmediği derdin türküsünü yakmayan bir kitap ve yazar.
Evrim Kuran’ın, Destek Yayınlarından çıkan, Telgraftan Tablete isimli ilk kitabının –umarım devamı gelir- arka kapağında kendine ve kitabına dair şu satırları paylaşmış bizimle;
‘’Yirmi birinci yüzyılın ilk yılından bu yana kuşaklar üzerinde çalışıyorum. Bir kuşağı anlamak, bir dönemi anlamaktır. Bir dönemi anladığınızda paradigmanın kıskacına sıkışmaktan kurtulursunuz. Ve sizin gibi olmayanları kendinize ait yargılarla değil, onlara gerçeklerle görmeniz mümkün olur. Bu mümkün olduğunda ise dönüşürsünüz.
İşte ya da evde…Bir şirket olarak ya da birey olarak…
Bir kuşağı anlamak, suya atılan taş gibi, etkisi dalga dalga büyüyen, yaşama, geçmişe ve geleceğe dair müthiş bir kavrayış sağlar. Hoşgörü sınırlarınızı genişletir, zamanın ruhuna yaklaştırır ve her adımda yargılayan değil öğrenen olmaya yönlendirir.
Çünkü bir Çin atasözünde de söylendiği gibi ‘’Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde öteki kuşlar serinler’’
İyi bir hikaye dinlemeye, okumaya hasret kaldığımız şu günlerde, Evrim Kuran 5 kuşağı kendi ailesinden yola çıkarak 5 farklı hikayeyle paylaşmış kitabında. Kitapta yer alan başlıklardan birkaçı şunlar; kuşakların döngüselliği, kuşak arketipleri, kuşak karakteristikleri.
Evrim Kuran, sade, samimi sahici bir dille yazdığı kitabında; Hikayeciliği ve ustalık yaklaşımı ile çok değerli olan Bebek Bombardımanı Kuşağını, sonuç odaklılığı ve iş bitiriciliği ile çok etkin olan X Kuşağını ve inovatif arayışları ve statükoya meydan okuyan sorgulamaları ile çok yenilikçi olan Y Kuşağı’nın özellikleri, hayatı nasıl anlamlandırdıkları, özellikle iş hayatındaki davranış kalıplarını, alışkanlıklarını detaylı, incelikli ve nötr bir bakış açısıyla sunuyor. Ayrıca kitapta, Innısiht’ın S&P 500 şirketlerinin tepe yönetimleri ile 2016 yılında yaptığı Kurımsal Uzun Ömürlülük araştırması, Ulusal Gençlik Vakfı’nın 2017 Küresel Gençlik Refah İndeksi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, Universum En Çekici İşveenler Araştırması, Universum İşgücü Mutluluk İndeksi, Dünya Ekonomik Forumu ‘’İşlerin Geleceği’’ raporu ve Bir Bakışta Eğitim: OECD Göstergeleri 2017 raporlarından önemli veriler paylaşılmış. Telgraftan Tablete kitabının güçlü yönlerinden biri de güncel araştırma ve raporlara yer verilmiş olması diyebilirim.
Kitapta pek çok cümlenin altını çizdim. İşte onlardan birkaçını sizlerle paylaşıyorum.
‘’Bir kuşak gelir ve bir öncekinin koyduğu kuralları değiştirmek ister’’.
‘’Benzer şekilde, şirketler açısından 50+çalışanların bir diğer önemi de hikayeci bir sandviç Kuşağı olarak, çok başarılı ve doğal ‘’mentorlar’’ olmaları. Özellikle Y jenerasyonu liderliğinde mutlaka başvurulması gerekli bir kaynak olarak gördüğüm mentorluk sisteminde en başarılı mentorların 50+ çalışanlar olduğunu deneyimliyorum’’
‘’Bir nesli anlamak için, hayata ideolojik kulelerimizden değil, o kuşağın gerçeklerinden bakmalıyız’’.
‘’Tüm liderlerin gençlerin ‘’yaratıcı yıkıcılığına’’ kulak verecek cesarette olmasını tavsiye ederim’’.
‘’Bebek bombardımanı döneminin ‘’üretici merkezliliği’’, X kulağı döneminin ‘’ürün merkezliliği’’, Y kulağı döneminin ‘’tüketici merkezliliği’’nden sonra, şimdi Z Kuşağı ile ‘’bağlam merkezli’’ dönemin başladığı ortada. Bağlam merkezlilik eğitimden iş yaşamına varan süreçlerde hayatı nasıl etkileyecek? Fikrimce, müdürler, öğretmenler, fikir liderleri, markalar, şirketler vb. sahnedeki bilge kişilik olmaktan ve ‘’kolaylaştırıcı’’ bir rehber olma kimliği kazanmak zorunda kalacaklar. Bağlamı iyileştirme yolu olan birer ‘’küratör’’ olmayı seçmek durumunda olacaklar. Bir başka deyişle, 19. Yüzyılın reaktifliği, 20.yüzyılın proaktifliği, 21.yüzyılın bu döneminde yerini ‘’koaktif’’liğe bırakacak. Yani eğitimden tüketime, üretimden iletişime her süreçte hegemonyanın ezberleri bozulacak ve fark yaratmak değil de değer yaratmaya odaklanılacak. Daha yaratıcı, daha sahici, daha uyumlu bir dönem böyle inşa olacak. Z Kuşağı’nın ergin bireyler haline geleceği yakın gelecekte, sadeleşme, sürdürülebilirlik, girişimcilik ve sivil toplum inisiyatiflerinin değer kazanacağını, doğa dostu ürünler, barışçıl bir dil ve yaratıcı zekanın her zamankinden daha kıymetli olacağını düşünüyorum’’.
Kendini dönüştürmeyi, kuşakları anlamayı, yaşamı iyileştirmeyi şiar edinenler bu kitap sizin için…
Bu yazım 05.07.2018 tarihinde Eğitimpedia‘ da yayınlanmıştır.