Dijital dünyada kimlik, mahremiyet ve hayal gücü…
Dijital dünyaya ilişkin 2000’li yıllardan itibaren çok sayıda araştırmalar yapılıyor. Özellikle çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerini ise eğitim, iş dünyası ve gençlerle çalışan profesyoneller bu çalışmaları yakından takip ediyor. İşte uzun süreli bir araştırmanın sonuçlarını paylaşıldığı bir kitap ‘’App Kuşağı’’.
Harward’lı büyük bir ekibin yedi yıllık araştırma programına liderlik eden eğitim profesörü Howard Gardner ve Katie Davis yazdığı bir kitap ‘’App Kuşağı’’. Kitapda çok boyutlu bir araştırmanın sonuçları paylaşılıyor. Nitel araştırma yöntemleri kullanılarak desenlenen araştırmayla yazarlar, dijital teknolojilerin kimlik, yakınlık ve hayal gücünün son yıllarda ciddi ölçüde yeni baştan şekillendirildiğini ortaya koyuyorlar. Bu değişimin kanıtlarını ise kitabın sayfalarında yakalamak mümkün.
Dijital dünyanın gençler üzerindeki etkilerini bir metafor (App-Aplication) üzerinden anlatan yazarlar bu yönüyle güçlü bir anlatım kurgulamışlar. App ya da aplikasyon genelde bir mobil cihaz üzerinde çalışmak üzere tasarlanmış, kullanıcıya bir ya da birçok işlem yapma olanağı veren bir yazılım programıdır. Aplikasyonlarla şarkılara, filmlere, videolara gazetelere erişim sağlayabiliyor, oyun oynanabiliniyor. En can alıcı yanı, hep tam zamanında, el altında olmalarıdır.
App Metaforu gençlerin kimliklerinde keşfettiğimiz değişikliklerin-gittikçe dışsallaşan, hazır paketli benlikler, büyüyen bir endişe ve riskten kaçınma eğilimi, kabul edilebilir kimliklerin çoğalması- hepsinin zamanımızın eseri olduğunu görülmesini sağlıyor. Dünyanın geçiş kapısı olarak tanımlanan aplikasyonları yazarlar, gençlerin ve yakın çevrelerinin dışındaki deneyim ve kimliklere ilişkin farkındalığını ve erişimini genişletebilir düşüncesiyle ifade etmişler.
Yazarların iddiası şu dur ki, günümüzde yetişen gençler yalnız aplikasyonlara boğulmakla kalmıyorlar, dünyayı bir aplikasyonlar topluluğu olarak algılama, yaşamlarını sipariş edilmiş aplikasyonlar dizisi olarak ya da belki çoğu zaman, beşikten mezara kadar uzanan, tek bir aplikasyon olarak görme noktasına vardılar.
Optimist tarafından ve Ümit Şensoy’un çevirisiyle 2014 yayımlanan kitap günümüz gençlerinin nasıl bir değişim içinde olduklarını anlamak isteyenler için yazılmış. Teknolojinin hayatlarımızda nasıl bir kuantum sıçraması yarattığına kafa yormaya hazır olan herkesin ileriye bakışını kolaylaştıracak App Kuşağı, ebeveynler, eğitimciler ve gençlerle çalışanlar içinde yeni yapılar aralıyor. Donanım ve yazılıma boğulmuş bir şekilde yetişip ‘’dijital çağ çocuğu’’ diye anılan APP kuşağının portresini şekillendirip, dijital dünyaya dair etkili örnekler sunarken. Bunun toplumun geleceği açısından etkilerini ve sonuçlarını ustalıkla araştırıyorlar.
Ortaya çıkan yeni sosyal bağlantı ve etkileşim şekilleri belki de insanoğlunun doğasını şekillendiriyor. Peki aplikasyonlar dünyasındaki yaşam, türlerin ve gezegenlerin geleceğine dair ne tür sinyaller veriyor olabilir? Üç milyonu aşkın aplikasyonun erişilebilirliği, yaygınlığı ve gücü zamanımızın gençlerini ne bakımdan farklı ve özel kılıyor? Bu ve benzeri birçok sorunun yanıtını okumak mümkün kitap da.
Kitabın bir bölümünde yer alan ‘’Günümüzde yetişen gençler yalnız aplikasyonlara boğulmakla kalmıyorlar. Dünyayı bir aplikasyonlar topluluğu olarak algılama, yaşamlarını sipariş edilmiş aplikasyonlar dizisi olarak ya da belki çoğu zaman, beşikten mezara kadara uzanan, tek bir aplikasyon olarak görme noktasına vardılar.’’ yorumları ise dikkat çekici.
Yine kitap da benim en etkilendiğim ve farklı bir bakış açısı sunan satırlar…
Aplikasyonların sızmadık yer bırakmadığı bir dünya pek çok yönden harika bir yer olabilir; yine de biz, acaba hayatın tamamı basit bir aplikasyon derlemesini mi ya da büyük, her şeye kadir bir super aplikasyon mu diye-veya öyle mi olmalı diye- sormak zorundayız.
Aplikasyonlar sıradan meseleleri halleder de, böylelikle bizi yeni yollar keşfetmek, ilişkilerimizi derinleştirmek, yaşamın en büyük sırlarını ortaya çıkarmaya uğraşmak, eşsiz ve anlamlı bir kimlik var etmek için özgür bırakırsa, harika olur. Ama aplikasyonlar bizleri düşünmeyen daha becerikli miskinlere dönüştürürse ya da üzerine oturan ve sürekli evrimleşen kendine göre bir benlik duygusu oluşturursa, o zaman aplikasyonlar psikolojik açıdan köleliğe giden yolun taşlarını döşemiş olurlar.
App Kuşağı kitabında, uzun süreli bir araştırma programıyla yeni dijital medyanın genç kullanıcılarının etik pusulasını nasıl etkilediğini incelenmiş. 6 boyutlu bir araştırma desenlenmiş. Bunlar;
1.eğitimcilerle görüşme
2.odak gruplarla görüşme
3.gençlerin yaratıcı ürünleri
4.googplay projesi
5.genç blogcuların araştırması
6.bermuda araştırmasıdır.
Bu 6 boyutta da şu soruların yanıtları aranmış;
- Dijital çağ öncesindeki öğrencileriyle bugünkü öğrencileri arasında ne gibi farklar bulunduğuna ilişkin gözlemler nelerdir?
- Derslere ilgi ve performans, yaşıtlarıyla ilişkiler, ders dışı faaliyetler ve ilgili alanları gibi öğrencilerin yaşamlarının çeşitli alanlarında gözledikleri değişiklikler nelerdir?
- Son yirmi yılda gençler arasında gözlemledikleri değişiklikler ve bu değişikliklerin nedenleri nelerdir?
- Gençlere; dijital medyayla ilişkilerine ve internette karşılaştıkları can sıkıcı durumlara nasıl tepki gösteriyorsunuz?
- Blogları, kendilerini ifade etmek, kişisel ilgi alanlarında keşfe çıkmak ve başkalarıyla bağlantı kurmak için nasıl kullanılıyorsunuz?
- Gençlere, sahip olduğunuz teknolojik araçlar nelerdir ve dijital medya faaliyetleriyle birlikte, bu faaliyetlere ne sıklıkla katılıyorsunuz? Ne tür dürtülerle hareket ediyorsunuz?
Ayrıca öğrencilerin arkadaşları, aileleri ve öğretmenleriyle ilişkilerin kalitesi, okuldaki deneyimleri ve kendileri hakkındaki düşünceleri de sorulmuş.
Araştırmada bir dikkat çekici nokta da; Önyargılı yanıtlara fırsat vermemek için tüm görüşmelerin ilk evresinde dijital medya konusunu bilinçli olarak hiç gündeme getirilmediği ancak hemen hemen tüm katılımcıların bu konuyu dile getirdiği belirtilmiş.
Kitabın farklı bir özelliği de araştırma yönteminin kitap da ek olarak ve detaylı bir şekilde sunulması. Umuyorum ki ülkemizdeki eğitimcilerde buradan ilham alarak bu tür araştırmalar yaparlar.
Bu yazım 20.02.2015’te Eğitimpedia‘ da yayınlanmıştır.