Yaşanılan çatışma her ne olursa olsun, buluşacağımız yer Barış Dili’nden geçiyor.
Uluslararası çok satan ve benim de haftanın kitabı olarak paylaştığım Şiddetsiz İletişim kitabının yazarı Dr. Marshall B.Rosenberg’in Çatışma Ortamında Barış Dili kitabını da aynı keyifle okudum. Vivet Alevi ve Can Baldan tarafından Türkçe’ye çevrilen kitap Maya Kitap tarafından yayımlanmış.
Arun Gandhi’nin söylemiyle ‘’Öfke ve şiddetin insani değerlere hakim olduğu günümüzde, zamanında çıkan muhteşem bir kitap’’. Marshall Rosenberg, bu kitabında da, iletişimimiz aracılığıyla barış yaratma yolunu bize gösteriyor.
Kitap hikayeler ve alıştırmalarla – içsel, dışsal ve kurumsal olarak- barış yaratmak için basit yöntemler içeriyor ve üç bölümden oluşuyor. Yazar ilk bölümde; İki temel soruya yoğunlaşarak şiddetsiz iletişim sürecini işletmek için gereken teknik yöntemlere odaklanmış. İkinci bölümde; Niyetimiz hayatı zenginleştirmek olduğu zaman içimizde, başkalarını ve dünyayı algılayışımızda gerçekleşen değişimleri anlatıyor. Üçüncü bölümse ise; Şiddetsiz iletişimi toplumsal değişime uygulama konusunda daha ileri seviyede geribildirim vererek, barış dili konuşmamız üzerine düşünceler paylaşılmış.
Yazar, barış dilini şöyle açıklıyor: ‘’Barış dili konuşmak, şiddetsiz iletişim prensiplerini uygulamanın pratik sonucu olarak şiddet kurmaktır. Bu, çok önemli iki soru etrafında haber alışverişinde bulunmaktır: ‘’İçimizde canlı olan nedir? Ve hayatı daha güzel kılmak için ne yapabiliriz?
Ve kitaptan dikkat çeken bir bölüm.
‘’Barış dilini konuşmak diğerleri ile içimizdeki doğal şefkatin yeşermesine izin verecek biçimde bağlantı kurmanın yoludur. Gerçek şu ki: Şiddetsiz iletişimi kullanarak barış dilini kullanmak anlaşmazlıkları azaltmayı hatta anlaşmazlıkların çatışmaya dönüşmeden önünü alma olanağı sunuyor.
Çoğumuz için barış süreci, kendi düşünce kalıplarımız üzerine çalışarak, kendimizi ve ötekileri görme tarzımızı, ihtiyaçlarımızı karşılama biçimimizi gözden geçirerek başlar. Bu temel çalışma, birçok açıdan çalışma, birçok açıdan barış dilinin en zorlayıcı tarafıdır. Büyük ölçüde dürüstlük ve açıklık gerektirir. Böylece korkular, yargılar, mecburiyetler, ödül, ceza ve utanç temelinde derinlere kök salmış öğretiler aşılarak, ezberler bozularak yeni bir kendini ifade etme becerisi kazanmak mümkün olur. Kolay olmayabilir ama sonuçları bütün zahmetlere değer’’.
Çatışma dünyasında barış dilini konuştukça, yalnızca bir sonuç olmaktan çıkıp yaşadığımız dünyayı dönüştürme nedeni haline geliriz. Mevlana’nın yüzyıllar önce dile getirdiği gibi, ‘Doğrunun ve yanlışın ötesinde bir yer var; seninle orada buluşacağız’. Yaşanılan çatışma her ne olursa olsun, buluşacağımız yer Barış Dili’nden geçiyor.
Çatışma ortamında barış diline evet diyenler bu kitap sizin için…
Bu yazım 25.09.2015’de Eğitimpedia‘ da yayınlanmıştır.